1987-1990 yılları arasında K. T. Belediyeler Birliği, 1976-1990 yılları arasında da Güzelyurt Belediye Başkanlığı yapan ve 6 Eylül 2021 tarihinde kaybettiğimiz İsfendiyar Açıksöz anısına, Ocak 2020’de Yerel Gündem dergisinde yayımlanan röportajını paylaşıyoruz. 

                                                                                                                     

                                                                                                                                      Röportaj: Sevim BASRİ TAŞRALI

 

 

“Bu iş herşeyden önce sevgi ister”

 K. T. Belediyeler Birliği’nin 1987-1990 yılları arasında Başkanlığını yapan Sayın İsfendiyar Açıksöz’ü Belediyeler Birliği binasında misafir ettik. Birlik Başkanı Mahmut Özçınar ve Birlik Genel Koordinatörü Hüseyin Köle ile biraraya gelen Açıksöz, hem anılarını paylaştı hem de şimdiki çalışmalar hakkında bilgi aldı. Hem Birlik, hem de Güzelyurt Belediye Başkanlığı dönemi ile ilgili bir röportaj da gerçekleştirdiğimiz Açıksöz, o günlere dönmenin kendisini çok duygulandırıp heyecanlandırdığını, bir o kadar da mutlu ettiğini anlattı. İcraatlarını, karşılaştıkları zorlukları, bugünkü gözlemlerini anlatan İsfendiyar Açıksöz, gündemdeki reform çalışmaları ile ilgili görüşlerini paylaşarak, şimdiki belediye başkanlarına tavsiyelerde bulundu.

 

“Bir sorumluluğu yüklendiğiniz zaman onu göğüslemeniz lazım”


Birlik Başkanlığı döneminizde bahseder misiniz? Şimdiki Cumhurbaşkanı’mız K.T.Belediyeler Birliği Kurucu Başkanı Sayın Mustafa Akıncı’dan sonra bu göreve geldiniz.. Göreve geldiğinizde nelerle karşılaştınız? Ne gibi çalışmalarınız oldu?

 

İ. Açıksöz: Görevi Ocak 1987’de devraldım ve bu süreç Haziran 1990’daki seçimlere kadar sürdü. Belediyelerin her hususta büyük sıkıntıları vardı. Herkes, sivrisinek ve haşereden şikayetçiydi. Türkiye’nin büyük şehirlerinde de kullanılan ilaçtan edinmek için çalışmalar ve uzun istişareler yaptık. Dönemin Sağlık Bakanı izin vermemişti. Ancak biz işin üzerine düştük. Ve ilaç ile birlikte ilaçlama araçlarının da ülkeye gelmesini sağladık. Kıbrıs’ta herkesin memnun kaldığı bir hizmet oldu. Bunları diğer belediyelere de kredili olarak verdik. Öncüsü olduk. Son zamanlarda bu yöntemden vazgeçilmişti ancak sivrisineklerden bulaşan ve ölümlere yol açan bir hastalık nedeniyle tekrar kullanılmak durumunda kalındı. Bu ilaç, ancak insanların ağırlığı kadar kullanıldığı zaman zararlı olur. Belediyelerin su sayacı ve bazı ilaçlara ihtiyacı vardı. Dönemin K.T.Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Taşer Aybar ile çalışarak bunları getirtmeye başladık. Belediyelerin ihtiyaçlarını ithal edip, aracı olduk ve kredili olarak verdik. O dönem Türkiye’nin İçişleri Bakanı Vechi Gönül aracılığıyla bütün belediyeler olarak ilk defa Adana-Antalya, İstanbul, Trabzon-Rize’de temas ve incelemeler yanında, oralardaki belediyelerle istişareler yapma şansımız oldu. Bizi onlar ağırladı. Bizim böyle bir imkanımız yoktu.

Zor olacağını düşündünüz mü bu görevin?

İ. Açıksöz: Hiç bir zaman düşünmedim. Bir sorumluluğu yüklendiğiniz zaman onu göğüslemeniz lazım. Aksi takdirde kabul etmemeniz lazım.

 

“O dönem de, şimdi olduğu gibi belediyeler özerk değildi. Herşey daha zordu”

Siz aynı zamanda dönemin Güzelyurt Belediye Başkanı idiniz.. Belediyeniz özelindeki çalışmalar ve Güzelyurt’taki durumla ilgili neler söyleyebilirsiniz?

İ. Açıksöz: 1976’daki seçimlere kadar belediyeleri kaymakamlıklar idare ederdi. 1990’a kadar 14 yıl belediye başkanlığı yaptım. Ama öncesinde 5 yıl da Poli’de atanmış Belediye Başkanı olarak görev yapmıştım. İnsanlar bölgeye, herşeyini bırakıp gelmişti. Belirsizlik ve “acaba yarın ne olacak, gidecek miyiz, kalacak mıyız?” endişesi vardı. Bu belirsizlik halen sürüyor. Güzelyurt’ta her şeyden önce, Yuvacık’ta mezarlık yapımı ile başladık. Müzenin de olduğu o sırayı aldık. Çocuk parkı yaptık. İnsanların düğün yapabilecekleri bir yeri yoktu. Güzelyurt Oteli, Terminal, Açık Pazar, Sanayi Bölgesi, dükkanlar, oradaki kaldırımları yaptık. İlk yaptığımız işlerden bir tanesi de 600 armatür getirmek oldu. Şimdi kullanılanlar gibi çöpleri toplamak amacıyla 3 araç aldık. Bize bağlı olmadıkları halde bölgedeki köylere gönderdik. Rum Yönetimi’ndeyken yine festivalin yapıldığı yer askerin elindeydi. Orasını yapılan istişareler neticesinde aldık. Güzelyurt Portakal Fesivali’ni başlattık. Herkes bu festivale yoğun ilgi gösteriyordu. O zaman hiç böyle şeyler yoktu. Sonra Türkiye’deki basın sektörü ile iyi ilişkileri olan Ali Esin diye birisiyle tanıştım. 14 yıl içerisinde kimsenin hayal edemeyeceği, Türkiye’nin en ünlü sanatçılarını getirdik. Muazzez Abacı’dan, Kayahan’a, İbrahim Tatlıses’a kadar hepsi geldi. İzaz ikramlar dışında sanatçılara tek kuruş ödemedik. Ali Esin sayesinde bu sanatçıların Türkiye’deki gazetelerde reklamları çıkıyordu. Onlar da buna karşılık festivalimize gelip konser veriyorlardı. O dönem Günaydın Gazetesi’nin Kıbrıs Temsilcisi, Gazeteci Reşat Akar’ın da bize çok yardımları oldu. Son güne kadar bu şekilde organize ettik. Defileler, güzellik yarışmaları yapıyorduk. Kurucu Cumhurbaşkanımız Sayın Rauf Denktaş, bakanlarımız herkes oradaydı.

Geçmişteki belediyeciliği ve bugünü nasıl değerlendirirsiniz? Belediyeler ekonomik olarak nasıldı o zaman? Şimdi işler daha mı kolay?

İ. Açıksöz: Bizim zamanımızda AB yardımcı vs. yoktu. Devlet bir bütçe ayırırdı. İçişleri Bakanlığı Müdürü de bunu belediyelere paylaştırırdı. O zaman % 4.5 ila %5 arasında mutabık kalınmıştı. Belediye sayısı 12 idi. Şimdiki gibi değildi. 28 belediye çok fazladır. Şimdi katkı %10’a yakındır ve % 12 isteniyor. Böyle paralar istenmemesi lazım. Daha fazlası olmaz. Çoktur ve herşey de para değildir. Şimdiki durum çok daha iyi. Tahakkuk etmeyecek bir bütçeye verilirse çok büyük bir paradır. Denetimi zor. O dönem de, şimdi olduğu gibi belediyeler özerk değildi. Herşey daha zordu. Bugün belediyelerin ekonomik sıkıntı çektiği söyleniyor ama o zaman demek ki ölmek lazımdı.

 

“Halktan korkmalı, alçak gönüllü olmalısınız”

Başkanlara nasıl bir mesaj vermek istersiniz? Neler önerirsiniz?

İ. Açıksöz: Personeliniz iyiyse işler döner. Halktan korkmalı, hürmetinizi eksik etmemelisiniz. Bu iş herşeyden önce sevgi ister. İnsanları sevmezseniz olmaz. Alçak gönüllü olacaksınız. Siz de işçilerle çalışabilir, kimi zaman iş yapabilirsiniz. Bir televizyon programında Japonya’daki bir belediye başkanının temizlik işine katıldığını gösteriyordu. Ben de işçilerle katran dökerdim. Beni görünce kahvede oturan insanlarımız da gelip yardım ederdi.

 

“Belediye sayısının azaltılamayacağını düşünüyorum. Azaltsalar da düzelmez”

Gündemdeki Belediyeler Reformu ile ilgili görüşleriniz nedir? Nasıl olmalı sizce?

İ. Açıksöz: Ben sayının azaltılamayacağını düşünüyorum. Azaltsalar da düzelmez. Hükümetlerin de durumunu, maddi olanaklarını da biliyoruz. Kim gelirse gelsin bu böyle… Her belediyenin bir talebi var. Evet sayının azaltılması lazım ama onu nasıl yapacaklar bilemiyorum.

Son olarak nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

İ. Açıksöz: 30 yıl sonra, burada sizinle söyleşi yapıp, bunları anlatmış olmak, o günlere dönmek, benim için çok mutluluk ve heyecan vericiydi. Hem Güzelyurt Belediyesi’nde hem de Kıbrıs Türk Belediyeler Birliği’nde beraber çalıştığımız personele teşekkür etmek, onlara sevgilerimi göndermek istiyorum. Sizlere de çok teşekkür ederim.